ÖLÜME UÇAN KUŞ; "TOY"
Toy, nesli hızla tükenen bir kuş türüdür. özellikle yasadışı avcılık nedeniyle toyun nesli tehdit altındadır. ülkemizde yaşayan (500 birey) toy kuşu’nun 295 bireyi muş ovasındadır.
BirdLife International bünyesindeki bir çalışma grubu olan 'Bozkır ve Çayırlık Kuşları Grubu(Steppe and Grassland Birds Group) yaklaşık 20 yıldır toy üzerinde çalışmalar gerçekleştirmektedir (EC 1996). Modernleşme ile birlikte ilaç, makine ve sulama yöntemlerinin kullanıldığı yoğun tarım faaliyetlerinin yaygınlaşması, aşın otlatma baskısı ve artan insan yerleşimleri türün özellikle Avrupa'daki popülasyonlarının azalmasına ve parçalanmasına neden olmaktadır.
Ülkemizde toyun uygun yaşam alam olan doğal otlak ve açık alanların hızla bozulduğu ve yok olduğu düşünüldüğünde; koruma çalışmalar acil olarak başlamalı, ve bu şekilde popülasyonlarının parçalanmasına ve yok olmasına engel olunmalıdır. Avrupa Komisyonu Toy Koruma Eylem Planı'nın (EC 1996) Türkiye için önceliklerinden biri; ülkemizdeki toy popülasyonlar hakkındaki bilgi boşluğunun giderilmesi için araştırmalar yapılması ve toy için önemli yaşam alanlarının belirlenmesidir. Bu çerçevede toy, Türkiye'de doğal çayır ve bozkır alanların uluslararası önemi hakkındaki bilincin arttırılmasında bir 'bayrak tür' olarak kullanılmalıdır.
Toy için uygun, geniş yaşam alanları sunması ve bölgede doğa üzerindeki insan etkisinin nispeten azlığı Doğu Anadolu Bölgesi'nin Türkiye'de en çok sayıda toy barındıran bölgelerden biri olduğu fikrini desteklemektedir. Aynca, bu bölgeye ait gözlem verilerinin Türkiye'nin diğer bölgelerine göre kısıtlı olması, türün ülke genelindeki durumunun saptanmasını engel olmaktadır. Bu nedenlerden dolayı, DHKD, Türkiye'deki kuş gözlem topluluklarının katılımlarıyla, 2002 yılında, Toy Koruma Projesi'ni gerçekleştirmiştir. Projenin ilk aşamasında yapılan arazi çalışmasıyla Doğu Anadolu Bölgesi'nde üreyen toy sayısı ve dağılımının son durumu ortaya çıkarılmıştır. Böylece toyun ülkemizde uzun vadede korunmasının sağlanması için bir altyapı hazırlanmış ve ulusal eylem planının hazırlığı başlamıştır. Eldeki verilere göre, Sakarya Havzası, İç Kızılırmak Havzası, Yukan Fırat Havzası'nda da toyun büyük popülasyonlarının olma olasılığı vardır. Bundan sonraki araştırmalarda bu bölgelere öncelik verilmelidir.
Yaşam Alanı ve Biyolojisi
Yuvalama alanları deniz seviyesiyle 3,000 metre arası yükseldikte olabilir, ülkemizdeki üreme alanları Marmara Bölgesi'nde deniz seviyesindeki düzlüklerden Doğu Anadolu'da 2500 metredeki platolara kadar varır (Kasparek 1989). Çoğunlukla tahıl ekilen tarım alanlarında yuva yaparlar. Ayrıca yuvalama alanı çevresinde nadas veya boş araziler bulunması yiyecek ve koruma sağlama açısından çok gereklidir. Başarılı üreme gerçekleşebilmesi için rahatsız edilmemeleri çok önemli bir etkendir (BI 2000). Bununla birlikte, üreme döneminde kur yapmak için önemli sayılarda belli alanlarda toplanmaları ve tehditlere çok fazla açık olmalarından dolayı koruma çalışmaları bu dönemlerde çok önem kazanmaktadır. Üremek için toplandıkları alanların çok iyi korunması gerektiği böylece ortaya konulmaktadır.
Toylar fazla yağış alan ya da çok kurak bölgelerden kaçınırlar. Kışın geniş nadasa bırakılmış arazilerde, yonca ve kolza tarlalarında barınırlar. Soğuğa dayanıklı olmakla beraber yerin karla örtülü olduğu zamanlarda daha sıcak alanlara düzensiz küçük göçler yaparlar. Örneğin, Türkiye'deki toy popülasyonların kış dağılımı büyük çoğunlukla, Ocak ayı ortalama sıcaklığının 0°C'nin alana düşmeyen alanlarda sınırlı kaldığı görülmüştür (Kasparek 1989).
Toylarda eşeysel dimorfîzm görülür. Erişkin erkek ve dişilerin görünüşleri birbirinden oldukça farklıdır. Erişkin erkekler dişilerin yaklaşık iki kati büyüklüğünde olup, beyaz bıyıklan, çok kalın boyunları ve kızıl bir göğüs bandı şeklinde olan tüyleri vardır. Erişkin erkek toylar üreme döneminde boyunlarını şişirip kuyruklarını yukarıya doğru kaldırarak dolaşırlar. Erkek toyların tamamen erişkin hale gelmesi 5-6 yıl sürer. Dişiler için bu sure 3-4 senedir. Yavrular ise büyüklük ve görünüm olarak dişilere benzer. Toy erkekleri üreme döneminde 'tek' denilen gruplar oluşturur. Bu gruplarda erkekler bir araya toplanır,kabararak birbirleriyle yansır ve dişileri etkilemeye çalışırlar. Kur davranışı sırasında kabaran erkek toylar, kahverengi olan tüylerini kabartıp ters çevirerek bembeyaz olurlar. Bu esnada başlarım içeriye çeker ve bıyıklarım yukarıya doğru dikerler.
Çiftleşme sonrası gruplar dağılır. Dişiler tek başına, genellikle çiftleşme yerleri yakınlarında, yuva kurar. Yuvalar ekin içinde, toprak üzerindedir. Genelde 2 yumurta bırakırlar, bu sayı 1-4 arasında değişebilir. Kuluçka dönemi 25-27 gün sürer. Dişi rahatsız edildiği takdirde yuvayı kolaylıkla terk eder (EC 1996). Çıkan yavrular gelecek kur dönemine dek anneyle beraber kalırlar.
Göç Hareketleri
Türkiye Orta Anadolu popülasyonlarının da yerleşik olduğu düşünülmekle beraber, kış aylarında don görülen alanlardan kaçınarak üreme bölgelerinin dışına kısmi göçler gerçekleştirdikleri bilinmekledir. Toyun ülkemizdeki kış dağılımının genellikle Ocak ayı ortalama sıcaklığının 0°C'nin altına düşmeyen bölgelerle sınırlı olduğu görülmüştür. Doğu Anadolu'daki üreyen popülasyonların ise kış aylarında bölgeyi terk ettikleri görülmektedir. Arazi çalışmalarımız sırasında bölgede yaşayan avcıların verdiği bilgilerden de toyların karın düşmesiyle ayrıldıklan ve ancak Mart sonu-Nisan başında geri geldikleri anlaşılmaktadır. Ayrıca, İç Anadolu popülasyonlarının da aşın soğuk kış aylarında güneye doğru indikleri haritalanan kayıtlardan görülmektedir (Şekil 2, 3).
Soğuk hava, don ve kar örtüsüne bağlı bu bölgesel göçler dışında, düzenli göç hareketi Rusya ve Orta Asya popülasyonlarında görülmektedir (EC 1996). Bu göçmenler, kışı güney Ukrayna (göç geçişinde ve kışın 8,000-10,000 toy görülmektedir) ve üreme bölgelerinin güneydoğusunda; Suriye'den kuzey Irak'a, doğuda İran'a kadar olan bölgede, Güneydoğu Rusya'da ve Orta Asya'da, özellikle Tacikistan'da geçirmektedirler (Cramp & Simmons 1980).
Ülkemizdeki toy göç hareketleri çok az bilinmekle beraber bu seneki arazi çalışmamız sırasında edindiğimiz bilgiler ve eski verilerin değerlendirilmesi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin düzenli göçmen toylar açısından büyük önem taşıdığım gösterdi (Şekil 2, 3). Özellikle sonbahar göçü sırasında Toylar kuzeyden gelerek Murat-Fırat vadisi boyunca geçit yapıyor ve Suriye, İran, frak üçgeni içindeki kışlama alanlarına varıyorlar. Ülkemizden geçişleri sırasında dinlendikleri düzlüklerde gruplar halinde büyük sayılarda gözleniyorlar. Örneğin, Ceylanpinar Tarım İşletmesi arazisinin kışın ve sonbaharda önemli miktarlarda (800-1,000) toy barındırdığı rapor edilmektedir (Kasparek 1989). Sonbahar göçü sırasında büyük gruplar halinde görülen göçmen toyların yüksek sayılarda avlanması ülkemiz dışındaki toy popülasyonlarını da etkileyeceğinden bu konuda Önlemler alınmalıdır.
Tehditler ve Yasal Düzenlemeler
Tür Avusturya, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Macaristan, Portekiz, Romanya, Rusya, Slovakya, İspanya, Türkiye ve Ukrayna'da yasal olarak koruma altında olup, ülkelerin ulusal kırmızı üstelerinde sınıflandırılmıştır. Avlanması tüm yıl boyunca yasakür ve çeşitli cezalara tabidir. Ayrıca, tarımsal alanların ve toy yaşam alanlarının yönetim planı uygulamalarıyla türün popülasyonlarının korunmasına çalışılmaktadır. Koruma alanları ayrılması ve üretme çabalan da koruma faaliyetleri arasındadır.
Ülkemizde tür, Nesli Tehlike Altındaki Türler Kırmızı Listesi taslağında 'Nadir' olarak sınıflandırılmış ve avlanması 1977'den bu yana yasaklanmıştır. Ayrıca, Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü tarafından 1993 yılında Kütahya-Altıntaş Ovası'nda 20,000 dönümlük alan Toy Koruma Alanı ilan edilmiştir (EC 1996).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder